Kuyruk Değil, Spina Bifida (Omurilik Açıklığı) Hastalığı

Paylaşım

Evrimci bilim adamları ‘’ insana kuyruklu atalarından kalan miras” diyerek belinde kuyruğa benzeyen, bazen de belli belirsiz şekle sahip bebeklerin fotoğraflarını gösterirler. Ve bu bebeklerin kuyrukla doğduğunu, geçmişteki kuyruklu maymunların insandaki kalıntısı olduğunu iddia ederler. Oysa bu kasıtlı bir çarpıtmadır. Belinde bu çıkıntıyla doğan bebeklerin bu durumu embriyolojik  bir hastalıktır, evrim teorisiyle hiçbir alakası yoktur.  Bu doğum kusuruna ‘Spina bifida’ hastalığı denir. Spina bifida hakkında bilgi edinilmesi evrimcilerin omurilik hastalıklarını, kuyruğun evrimi gibi göstermelerinin aldatmaca olduğunu ortaya koymaktadır;

Spina bifida “ayrık veya açık omurga” anlamına gelir. En sık görülen doğuştan olma hastalıklardan birisidir. Spina bifida başta myelomeningosel olmak üzere omuriliği etkileyen birçok şekilde görülebilir.

Eğer bir kişide spina bifida hastalığı varsa, doğumundan önce omuriliğinin gelişimi sırasında bir şeyler ters gitmiş demektir. Genel anlamda omurilik, sinirlerden meydana gelmiş kapalı bir tüptür. Bu sinirler  kaslarınızdaki sinirlere beyninizden gelen emirleri ileterek kasların hareket etmesini sağlar. Aynı zamanda bu sinirler hissetmemizi de sağlar. Bebek, spina bifidalı doğmuşsa omurilik denen bu tüp kapanmamış demektir. Bu nedenle, omuriliği örten omurga ve deri de kapanmamış demektir. Bebek, sırtında bir açıklıkla doğmuştur ve sinirlerinden emirlerin geçmesinde bir güçlük vardır.  Sinirlerle beyin arasında düzgün bir bağlantı olmadığı zaman da, değişik derecelerde felçler (hareket etme ve hissetme kaybı veya yetersizliği) ortaya çıkar.

Spina Bifida (Omurilik Açıklığı) Hastalığı

Hangi sinirlerin etkileneceği, sırttaki açıklığın bulunduğu yere bağlıdır. Sırttaki açıklık ne kadar yukarıda ise daha çok sayıda sinir etkilenmiş ve daha ağır bir felç durumu var demektir. Bu nedenle spina bifidalı bazı kişiler hiç veya pek az cihaz kullanırken bazıları tekerlekli sandalye kullanma durumunda kalmaktadır. Etkilenen kaslar yalnız hareket etmeyi sağlayan kaslar olmayıp idrar ve dışkı kontrolünü sağlayan kaslar da birçok hastada olaya katılır.

Spina bifidalı hastaları %85’inden fazlasında hidrosefali de görülür. Hidrosefali, beyin ve omurilikte düzenli olarak dolaşan sıvının bu dolaşımının bozulması sonucu aşırı miktarda artması ve beyin içindeki boşluklarda yüksek basınca yol açmasıdır. Bebeklerde kafa kemikleri henüz tam sertleşmemiş olduğundan baş büyüyerek bu basıncı düşürmeye çalışır. Ancak erken dönemde tedavi edilmez ise beyin hasar görür. Hidrosefali gelişmesi ve beynin hasar görmesi zamanında tedavi edilerek önlenebilirse spina bifidalı çocukların zekaları normalden farklı olmaz.

Günümüzde spina bifida’nın nedeni tam olarak bilinmiyor ancak folik asit eksikliğinin önemli rol oynadığın tahmin ediliyor.  Avrupa ülkelerinde bu konudaki bilinçlenme nedeniyle hastalığın görülme oranı çok daha düşük

Eğer annede yeterince folik asid yoksa bebeğin omurilik tüpü  uygun bir şekilde kapanmayabilir. Folik asid dışındaki bazı vitamin ve minerallerin de rolü olduğu düşünülmektedir. Bilinen başka bir husus da spina bifidanın kalıtımsal bazı nedenlere bağlı olarak meydana gelebileceğidir; çünkü,  bazı ailelerde spina bifida  daha sık görülmektedir. Sara nöbetlerini önlemek için annenin kullandığı bir ilacın (valproik asid) spina bifidaya neden olduğu bilinmektedir. Bugün için bilinmeyen pek çok sayıda başka nedenlerin de etkili olabileceği düşünülmektedir.

Spina bifida gebeliğin çok erken safhalarında, anne karnındaki yaşamın önceki hayatın 3. haftasında  oluşur. Bu nedenle spina bifida için doğuştan olma bir bozukluk denmektedir. Hayatın ileri bir safhasında, örneğin trafik kazası sonucu meydana gelen omurilik hasarından farklıdır. Herhangi bir çift spina bifida ile doğan bir çocuğa sahip olabilir. Dünyada 10 milyon spina bifidalı  hastalığı vardır.

Yukarıda detaylarıyla görüldüğü gibi, evrimcilerin kuyruk iddiası tamamem aldatmacadır. Beldeki omurilik hastalığını evrim gibi göstermeleri, bilimi kendi teorilerine göre uyarladıklarını gösterir. Ayrıca omuriliğin embriyo aşamasında apoptozis (kontrollü hücre ölümü) ile kuyruk sokumu yapımında, yıkımı gerçekleştiren DNA’nın mutasyonla zarar görmesiyle omurilik kemiğinin devamı olan kuyruk sokumu, fazla uzar, bu fazlalık belde çıkıntı oluşturur. Bu çıkıntı mutasyonun DNA’ya verdiği zarar olarak ortaya çıkar. Görüldüğü gibi bu hastalığında kuyrukla bir alakası yoktur. Bilimsel araştırmalar evrim teorisinin iddialarını çöp iddialardan oluşan bir  birikintiye çevirmiştir.